Yeryüzüne Düşen İlk Algoritma Tanesi
Geleceği kodlayanlar olarak gelecek tarihimizle ilgili bilgileri siz değerli okurlarımızla paylaşmadan önce geçmişte yaşanılan ilkleri, önemli olayları ve tarihte çığır açan olayların geleceğimizi kodlama konusunda önemli bir yer edindiği düşüncesine sahibiz. Bu yüzden önemli bir yazı serisini bu yazıyla itibaren başlatıyor olacağız.
Yazılım tarihindeki en önemli olayları tek tek incelediğimiz bu serimiz geçmişten günümüze kadar bize ilham olacak şeyler barındırıyor. En olmaz denilenin nasıl gerçekleştiğini, insanlık tarihinde geldiğimiz noktada geleceğimizi inşa ederken neler yaşandığını bizlere gösteriyor.
Yazılım tarihinin ilkleri ve en önemli anlarını incelediğimiz bu serüvenimizin ilk konularından biri insanlık tarihinde yer yüzüne düşen ilk algoritma tanesi nasıl bulundu, nasıl oldu ve nasıl oluştu?
Tarihteki ilk incelememiz gereken konulardan biri olan algoritmayı incelemeden önce sözlük anlamına birlikte bakalım. “Belli bir problemi çözmek veya belirli bir amaca ulaşmak için tasarlanan yol. Matematikte ve bilgisayar biliminde bir işi yapmak için tanımlanan, bir başlangıç durumundan başladığında, açıkça belirlenmiş bir son durumunda sonlanan, sonlu işlemler kümesi” olarak yer almaktadır.
Algoritma başlangıçtır. Algoritma sorunu çözmek için gidilen planlı yoldur.
İlk algoritmayı kimin yazdığını veya kimin hangi amaçla kullandığı konusunda araştırmalara göz attığımızda bizleri 1840’lı yıllarda olduğunu göstermektedir.
Algoritmanın sözlük anlamında da yer aldığı gibi algoritma matematik ve bilgisayar biliminde kullanılan bir terim bu yüzden onu bir matematikçinin bulması ve ilk kullanan olması bizler için şaşırtıcı değil.
Yer yüzüne düşen ilk algoritma tanesinin mucidi matematikçi ve yazar tam ismiyle Lovelace Kontesi Augusta Ada Byron kısaca Ada Lovelace‘dan başkası değil.
Ada Lovelace Kimdir?
Ada Lovelace, 10 Aralık 1815’te Sanayi Devrimi’nin büyük bir hızla yaşandığı bir İngiltere’de dünyaya gelmiştir.
Babası Lord Byron İngiliz şair ve Romantizm akımının önde gelen isimlerinden biriydi.
Sanayi Devrimi’ne karşı olarak ortaya çıkan Romantizm akımı 1800-1850 yıllar arasında ortaya çıkmıştır. Ağırlıklı olarak sanatsal ve entelektüel alanlarda ortaya çıkmış ve sanayi devriminin getirdiği yaşam tarzına karşı bir düşmanlık olarak kendini göstermiştir.
Annesi Annabella Byron, makinelere çok büyük bir hayranlık duymaktadır. İngiltere’de ilk sanayi okulunu kuran bir eğitim reformcusudur. Gerçekleşen sanayi devriminin topluma getirisinin büyük olacağını düşünmektedir.
Ebeveynler arasında karşıt düşünceler çok fazla olduğu görünmekte nitekim ki Ada Lovelace doğduktan iki hafta sonra evliliklerini sonlandırmışlardır.
Babası Lord Byron, 1823 yılında Yunanların Osmanlılara karşı isyanlarına bizzat katılmak gayesiyle Yunanistan’a giderken ateşli bir hastalığa yakalandığı için savaşa katılamadan ölmüştür.
Hocası Mary Somerville de Lovelace üzerinde etkisi büyüktür. Kendisi Mary Somerville, ilk kadın bilim insanlarındandır.
Küçük yaşlarda ağır bir hastalık geçiren Lovelace, dört yıl boyunca bacaklarını tam anlamıyla kullanamamıştır. Bu süreçte sürekli bir şeyler okuyarak, araştırmalar yaparak geliştirmiştir.
12 yaşındayken bir “uçan makine” yaratmanın bir yolunu düşünmüştür. Leonardo da Vinci’nin kendi notlarında özetlediği şekilde onun da isteği aynı şeylerdi. Bu yüzden Leonardo da Vinci ile karşılaştırılmaktadır.
Kuşların kanat çırpışlarını izleyerek uçan bir makine tasarımını ortaya atmıştır. Pegasus’a benzeyen, içinde bir “buhar motoru” bulunan bu tasarım, kişinin sırt üstü binerek göklerde uçmasına olanak tanıyan kanatlı bir yapıya sahipti.
“… Bir planım var… eğer planımı gerçekleştirirsem… içinde buhar makinesi olan, bir kişi arkasında otururken onu havaya taşıyacak bir at şeklinde bir şey yapmak, öyle ki atın dış tarafına sabitlenmiş devasa bir kanat çiftini hareket ettirmek.”
Ada Lovelace, 7 Nisan 1828
Eğitimi
Döneminin koşullarına göre sıra dışı bir şekilde yetiştirilen bir hayat süren Lovelace annesinin ısrarıyla özel öğretmenlerden matematik ve fen bilimleri dersleri aldı. O zamanlar kadınlar bu eğitimlerden uzaktı ve Birleşik Krallık’ın üniversitelerine kız çocukları kabul edilmiyordu.
Edebiyat, bilim, felsefe ve özellikle de o dönemde bir kadın için ekstra sıra dışı olan matematik eğitimi alan Lady Byron; Lovelace Ada’nın, babasının izinden gitmemesi konusunda ısrarcıydı.
Ada, sanat ve edebiyat yerine, matematik ve bilim dersleri aldı. Ada, eğitim gördüğü her alanda çok başarılıydı ve daha çok küçük yaşlarından itibaren ilgi duyduğu alan çeşitliliği oldukça genişti.
Charles Babbage ve Fark Makinesi
Sanayi devrimiyle birlikte ortaya çıkan başlıca sorunlardan biri hesaplamaların elle yapılarak uzun süreler harcanması ve sık sık hatalı sonuçların bulunmasıydı. Charles Babbage bu sorunları çözebilecek bir makine olduğunu düşündüğü “Fark Makinesi” ismi verilen bir makine üzerinde çalışma üzerinde çalışmaya başladı.
Charles Babbage, 1822 yılının Haziran ayında Royal Astronomical Society bilim toplantısında “Fark Makinesi” isimli tanıttığı icadı hesaplamaları insanlardan yirmi kat daha hızlı yapabilmekteydi.
Fark Makinesi daha önce 1784 yılında mühendis olan JH Müller tarafından bir toplama makinesi tasarlandı ve inşa edildi. 1786’da yayınlanan bir kitapta bir fark makinesinin temel prensiplerini anlattı, ancak o fikri ilerletmek için fon elde edemediği için hayata geçiremedi.
Charles Babbage’nin Tasarladığı Fark Makinesi’nden Görseller
Charles Babbage İle Tanışması
Modern bilgisayarın “babası” olarak bilinen kendisi gibi bir matematikçi olan ve ilk programlanabilir bilgisayar fikrini ortaya atan Charles Babbage ile 1833 Haziran’da yani Ada Lovelace 17 yaşındayken ortak arkadaşları Mary Somerville aracılığıyla tanıştı. Hazirandan sonra, Babbage, Ada’yı “Fark Makinesi”nin ilk örneğini görmesi için davet etti. Makineyi görünce Ada büyülenmişti ve Somerville olan ilişkisini Babbage olabildiğince sık görmek için kullandı. Babbage, Ada’nın çözümleme ve idrak kabiliyetinden etkilenmişti ve Ada’ya “sayıların büyücü kadını” diyordu. 17 yaşında tanıştılar.
Babbage kendisinden yaşça küçük olan Lovelace’e akıl hocalığı yapmaya başladı. Charles Babbage aracılığıyla Londra Üniversitesi profesörü Augustus de Morgan ile ileri matematik çalışmaya başladı. Ada Lovelace akıl hocası Charles Babbage’nin yaptığı çalışmalardan etkilendi.
Analitik Makine’nin İcadı
Charles Babbage, Analitik Makine ismini verdiği ikinci modelini 1841 yılında İtalya’da bir konferansta tanıtmıştır. Konferansın katılımcılarından ve daha sonraları İtalya başbakanı olarak da görev yapan Luigi Menabrea isimli mühendis iki yıl boyunca Charles Babbage’in notları üzerine çalışarak Fransızca bir makale yayınlamıştır.
Makalenin yayınlanmasından birkaç ay sonra Taylor’s Scientific Memories isimli İngiliz dergisi makalenin çevirisini yayınlamak istemiş, Fransızcası ve matematik bilgisine güvenerek makalenin çevrilmesi işini Ada Lovelace’e vermiştir.
Bu haberi duyan Charles Babbage, Lovelace’dan Analitik Makine üzerine kendi makalesini de yazmasını rica etmiştir. Lovelace, bir başka makale yazmak yerine çevirisinin sonuna kendi notlarını da eklemiştir. Makale yayına hazır hale geldiğinde Lovelace’ın notları, makalenin kendisinden üç kat daha uzundur.
Lovelace’ın çevirinin sonunda yayınladığı notlar, kendisinin ilk bilgisayar programcısı olarak anılmasının sebebidir.
Notlarında Analitik Makine’nin Fark Makinesi’nden neden farklı olduğunu, Analitik Makine’nin aslında Jacquard’ın dokuma tezgahının programlanabilir bir versiyonu olduğunu anlatan Lovelace; Analitik Makine’nin spesifik bir görevi yapmak için nasıl programlanabileceğini Bernoulli sayılarının hesaplanması örneğiyle anlatmıştır.
Ada Lovelace, matematiksel yetenekleri sayesinde İngiliz matematikçi Charles Babbage ile süregelen bir iş ilişkisine sahipti. İsmini tarihin altın sayfalarına çok küçük yaşlarda yazdırmıştır. Lovelace’ın Analitik Makine’de Bernoulli sayılarını hesaplaması için yazdığı bu algoritma, modern bilgisayar tarihinin ilk bilgisayar programı olmuştur. Çeviri 1843 yılında, Lovelace yirmi yedi yaşındayken yayınlanmıştır.
Lovelace’ın Makalesi ve Kitabı
23 Temmuz 2018 Pazartesi günü Lovelace’in Dünyanın ilk bilgisayar algoritması olarak kabul edilen makalesinin notlarının ilk baskılarından biri, bir müzayede ile 95.000 pound (125.000 $) karşılığında satıldı. Açık artırmaya çıkarılan makalesi, hesaplamanın doğası ve potansiyeli hakkında geniş kapsamlı bilgiler vermek için, Babbage’nin o dönemde inşa edilmemiş icadının, dolayısıyla Lovelace’i sınırlandıran dönemin teknolojisinin çok ötesine geçiyordu.
Lovelace’in Ölümü
Ada, 1835’te William King ile evlendi. William King’in, evlendikten 3 yıl sonra Lovelace Kontu olmasıyla, Ada; Lovelace Kontesi unvanını aldı. Atları çok seviyorlardı. Üç çocukları oldu. William, karısının akademik çabalarını destekledi. Lovelace ve kocası, büyük fizikçi Michael Faraday ve yazar Charles Dickens de dahil olmak üzere, zamanın birçok ilginç zihniyle bir arada vakit geçiriyorlardı.
Ancak Lovelace’in sağlığı, 1837’de bir kolera nöbeti geçirdikten sonra kötüye gitti. Astım ve sindirim sistemi ile ilgili kalıcı sorunları vardı. Doktorların uyguladığı tedavilerin de etkisiyle, ruh hali değişimleri ve halüsinasyonlar yaşadı. Lovelace, 27 Kasım 1852’de Londra’da rahim kanserinden öldü.
Babasının yanına, İngiltere’nin Hucknall kentindeki St. Mary Magdalene Kilisesi’nin mezarlığına gömüldü.